Blogger etkinliklerinin çok büyük bir kısmı, markalar için zaman ve para kaybı olmaktan öte geçemiyor fakat gene de markalar bu alandaki potansiyel faydadan istifade etmek istiyor. Bu yazı hem markalar hem de blog yazarları tarafından alınması gereken dersler barındırıyor.

Blog yazmanın zorunlu kıldığı bir şey vardır; paylaşmak. Biz blog yazarları olarak bildiklerimizden, öğrendiklerimizden, hayatımızdan bir şeyler paylaşırız bloglarımızda ve bir şey daha paylaşmamız gerekir blogumuzda bir e-mail adresi.

Birkaç hafta önce bazı blog yazarı arkadaşlara ulaşmam gerekti ve blog blog gezerek e-mail adreslerini topladım ama ne toplayış.. İşkence gibi blogun sağında solunda e-mail adresi arıyorum, anasayfada yoksa iletişim linki arıyor gözüm, iletişim linki de yoksa hakkımda sayfası, orda da yoksa Google+ sayfası ya da Facebook sayfası...


Yalnız şu dikkatimi çekti blog türüne göre e-mail adresi hemen ulaşılabilir bir yerde ya da saklı gizli bir yerde oluyor ya da hiç bulunmuyor. Teknoloji bloglarında mail adresini hemen bulmanız zor. Spam korkusu öyle bir sarmış ki her yanlarını.. dolan dolan arıyorsunuz mail adresini cesaretini toplayıp mail adresini yazanlar da resim olarak ya da @ işaretini at olarak yazarak paylaşıyor. Ki bu spam maili engellemeye de gayet yetiyor aslında.

Yemek-moda-makyaj bloggerları yani kadın blog yazarları da şak diye gözünüzün önüne koyuyor çoğunlukla, ahanda bak burda e-mailim bir etkinlik hediye mediye olursa bekliyorum diyorlar adeta :) Ard arda blogları inceleyince çoğu kadın blog yazarının birbirine bakarak blog tasarımını ve yerleşimini şekillendirdiği de belli oluyor. Genel olarak da blog tasarımlarının kötü olduğunu da eklemeden geçmeyeceğim.

Yazının ana fikrine geçersek bir blog yazarı ulaşılabilir olmalı. Bu illa bir hediye, etkinlik için değil. Bir bilgi paylaşımı, bir yardım talebi de olabilir. Şahsen ben kendime gelen taleplerinin çoğunu karşılamaya çalışıyorum. Reddetmem gerekse bile cevap verme nezaketini gösteriyorum en azından.
Şimdi en azından bu yazıyı okuyan blogger arkadaşların bir iletişim sayfası oluşturacaklarını ya da e-mail adreslerini bloglarının ulaşılabilir bir yerinde paylaşacaklarını umuyorum. Tekrar ediyorum: Bir blog yazarı ulaşılabilir olmalı!

Bloglar, sosyal medya dediğimiz platformun parçalarından biri. Sosyal medya - blog ikilisini isterseniz merdivende bir basamak isterseniz binanın temelinde bir direk olarak olarak görebilirsiniz ama blogların sosyal medyanın yapıtaşlarından biri olduğu inkar edilemez.

Kişisel blog olarak kategorize edilmiş ve öyle görünen bazı blogları gezdikten sonra bu blogların kişisel blog değil de spam, çöp site olduğunu bazı bloglarında da her ne kadar çöp gibi görünse de aslında özgün içerikle oluşturulmuş kaliteli bloglar olduğunu gördüm ve bu konuyu yazmak istedim.

Blog sitelerini kategorize etsek yaklaşık yarısının "kişisel blog" olduğunu göreceğiz. Kişisel blogları kendi içinde incelediğimizde ise ilk bakışta hiç de kişisel görünmeyecek çünkü çok genel yazılar yazılmış olduğunu göreceksiniz ama yazıların genelliği blogun kişisel olmadığı anlamına gelmez, en azından hepsinin.

Kişisel Blog nedir?

Kişisel blog yazıyoruz, günlük değil.

Artık Blogger'da kendi domaininizi kullanmak daha çetrefilli bir hal aldı. Eskiden direkt olarak bir CNAME ya da A kaydı ile hallediyorduk. Şimdi de sadece ikiye çıktı ama ilk denemelerimde sıkıntı yaşadım.

Aşağıdaki anlatım haritakayit.com sitesi için başarılı olmuştur. Ekran görüntülerindeki adresleri şu anda yazıyı yazarken deniyorum. (Denedim oldu.)

İlk olarak daha önce yaptığımız başarısız bir yönlendirme varsa bunu iptal ediyoruz yoksa direkt Ayarlar sekmesinde blog adresinin altındaki Özel alan adı ekle yazan kısma tıklıyoruz

Blogger kullanıcılarının sık karşılaştığı bir hata bu. Domain panelinizden blogger hostuna yönlendirmenizi yaptığınız zaman, yönlendirme aktif olduğu andan itibaren bu hata sayfası karşınıza çıkacaktır. Yapmanız gereken şey blogger kontrol panelinde blogunuzun yayıncılık ayarlarından aldığını domaine yönlendirmek.



Ben de ingilizce olarak arama yaptım yabancı ülkeden başka kişilerinde aynı sorunla karşılaştığını gördüm Godaddy yardım forumunda da rastladım. Genel olarak bir blogger yönlendirmesi sorunu var. Blogger çalışanları sorunu halledene kadar elimiz mahkum. Yapabileceğimiz birşey göründüğü kadarı ile yok şimdilik, bekleyeceğiz...

Blogger Mühendisleri Sorunu Çözmeye Çalışıyor

Blogger Bilinen Sorunlar Blogu'nda yer alan açıklamada etki alanı ile blogspot eşleşmelerinin devre dışı olduğu. Sorunun araştırılıp kısa sürede ayrıntılı bilgi verileceği de yazıyor.

Onarım Çalışmaları İçin Yönlendirilmeler Kapatıldı

Dün akşam (12.09.2012) bir bilgilendirilme daha yapıldı. Şu anda bakım gerekçesiyle özel alana geçiş ya da özel alandan blogspot.com a geçiş durduruldu. Sanırım yakın zamanda düzeltirler.

Daha önce sizlere yarışmadan bahsetmiştim ve yarışmaya katılmadığımı sadece kendimi denemek istediğimi belirtmiştim.

Beklediğimden çok daha iyi bir derecede uzun süre tutundu yazdığım yazı ve yaklaşık 1 ay boyunca ilk sayfada kaldı. Şu anda da 45. sıraya kadar geriledi tabi.

İlk yazıyı yazdığımda com net ve org uzantısı ile domain alanların eninde sonunda ilk sayfaya geleceklerini yazmıştım, fakat bu arkadaşlar geriye doğru yarıştılar sanırım ki sadece net uzantılı domain ilk sayfada şu anda. Bununla beraber sonradan iyinet2012seoyarismasi kelimesini org uzantısı ile alan arkadaş yarışmayı göğüsleyen kişi olmuş, bir wordpress blogundan hemen sonra ama o wordpress blogu da yayından kaldırılmış. Uyanık bir yarışmacı şikayet etmiş olabilir. :)

iyinet 2012 seo yarışması Allahtan Başka İlah Yoktur

Şimdi seyirciler için en bilinen 4 temel seo kuralını söyleyelim ve yarışmanın nasıl kazanılıyor olduğuınu da açıklamış olalım.

1. Seo yapılacak kelimenin gectiği mümkünse sadece o kelimelerden oluşan bir site adresi alın. (com net org ve gen.tr uzantıları da tarafımca denenmiş onaylanmış uzantılardır.)
2. Mümkünse Wordpress ve ya Blogger altyapısını kullanın.
3. Sık bir şekilde güncelleme yapın. (Sık yazmayı abartmayın ama site açılırken 10 yazı ile başlayıp sonra da günlük 1-2 tane kısa olmayan yazılar yazabilirsiniz. Pek çok kişinin iddia ettiğinin aksine yeni sitelerin sık güncellenmesi seoyu baltalamaz, tabi ölçüyü kaçırmamak gerek.)
4. Alabileceğiniz her yerden link alın. Diğer sitelerinizden, blog yorumlarından sosyal paylaşım ve imleme sitelerinden yararlanabilirsiniz.

İşte Google da yükselen pek çok kişi genel olarak bu kaba maddeleri uyguluyor. Tabi püf noktalar bunlardan ibaret değil ama 3. ve 4. maddeyi sıkı bir şekilde uygulanmasıyla ciddi bir başarı elde edilebiliyor. Çeşitli kelimelerde yükselen pek çok site sahibinin de yapmış olduğu şey, bunlardan çok fazlası değil.

Şimdi bu ikinci yazım, ilk yazımı nisan ayında yazmıştım, mayıs ayında tembbelliğim tuttu yazmadım, bir de temmuzun son haftası bir yazı yazarım diye düşünüyorum, yazmayabilirim de, çünkü yazmak istediğim zaman yazıyorum , her zaman canım istemeyebiliyor.

Daha zaman var ama ben şimdiden blogger altyapısı ile iyinet2012seoyarismasi.org sitesinin sahibini kutlamak istiyorum birinci olarak. Ayrıca bu Blogger'ı seo açısından kötüleyenlere de kapak olsun.


Güncelleme
Ben yukarıda bahsettiğim yazıyı yazmadım, yarışma da tamamlandı. Benim öngördüğüm gibi yarışmayı kazanan iyinet2012seoyarismasi.org sitesi oldu. Tebrik ederiz. Atıp tutan seo uzmanları da kayıp gibi.. :)

Ben 2006 yılında ilk kez blog yazmaya başladığımda bloglar şimdikinin 10 da biri kadar popüler değildi ama çok hızlı yaygınlaşıyordu. Blogcu ve azbuz türkçe olması sebebi ile en çok kullanılan ve kişisel blog yazarları arasındaki iletişimin en kuvvetli olduğu mecralardı. Fakat "profesyonel blogger" kavramını daha fazla duymaya başladıkça blogger (blogspot) ve wordpress daha çok tercih edilir olmuştu. Kumanda paneli türkçe olduktan sonra ise blogger diğer blog sistemlerini geride bıraktı.

Ücretsiz Blog Hizmeti Veren Siteler

Aslında zaten yıllardır ücretsiz veriliyor bu hizmet. Google Blogger'i satın almadan önce ücretliydi, satın aldıktan sonra ücretsiz hale geldi ve sonrasında hizmete açılan bütün blog servisleri de ücretsiz olarak hizmet vermekte. En çok kullanılan birkaç tanesini sıralarsak.

Blogger (Blogspot) : Kolay kullanım ve son derece esnek bir sistem olması nedeniyle benim tavsiyem Blogger'dir.
Wordpress : Kullanımı kolay ama ücretsiz kullanımında tasarıma müdahale edemiyorsunuz.  Blog yazarları arasındaki sosyal etkileşim açısından Blogger'dan biraz daha önde.  Blogger ile birlikte dünyada en çok kullanılan blog servisidir.
Tumblr : Kullanımı kolaydır, blog yazarları arasındaki etkileşim de üst seviyedir ama daha çok resim paylaşımları yapanlar tarafından kullanılır ve kaliteli içeriğe sahip tumblr bloguna pek rastlamadım. Uzun uzadıya yazılar yazmayacaksanız, kısa paylaşımlar için tavsiye ederim. Tumblr blogları çok fazla gösterim alır ama ziyaretçileri okuyucu değil, bakıp gidici bir kitledir. Zaten tumblr bloglarının çok büyük bir bölümü resim paylaşımlarından ibarettir. Bir ara yeni kullanıcılara yol göstermek için Tumblrtr.com sitesini de açmışlığım vardır.
Blog.com : Oyuna biraz geç girdi, wordpress ile aynı tarz bir kullanım paneli var. Hala türkçe bir kumanda paneli olmaması dezavantajı ama blogger ve wordpress'e göre az kullanıldığı için blog adresi seçiminde daha rahatsıznız ve blog.com uzantısının orijinalliği cazibesini biraz daha arttırıyor.

Bunların yanında bir dünya blog servisi var, kimileri iyi kimileri kötü, bazılarında blogunuzun kullanımında rahatsızlık veren reklamlarda yer alabiliyor ama yukarıda yazdıklarım da reklam yok ve son derece profesyonel sistemler. Nasıl kayıt olacağınızı anlatmaya gerek görmüyorum, oldukça basit.

Kendi Domaininiz (Alan Adınız) ile Blog Kullanma

Yukarıda bahsettiğim 4 servis de blogunuzu kendi alan adınız ile kullanmanıza olanak verir. Mesela yilmazbaris.blogspot.com yerine yilmazbaris.com adresini kullandığım gibi. Bu özelliği sayesinde firma sitelerini yapmak içinde blog servislerini kullanabilirsiniz. Tabi kendi alan adınızı kullanmak için ilk önce domain almanız gerekiyor, ortalama 10 $ bir ücreti var.  Bundan 3 yıl önce blogger için pratik kullanımı yazmışım buraya : http://blog.yilmazbaris.com/2009/02/5-dakikada-site-yapmak.html

Kişisel blog oluşturmak kolaydır ki yüzbinlerce blog sahibi var ülkemizde ama düzenli olarak yazanların ve iyi birşeyler yazabilenlerin oranı çok düşük... Çok fazla ayrıntılı kullanım tariflerine girmedim anlatımda ama sıkıntı yaşadığınız yer olursa, aşağıdaki yorum formu aracılığı ile sorabilirsiniz.

Allahtan başka ilah yoktur. Kelime-i tevhidi içerdiği  için bu yarışma hoşuma gitti. Geçen hafta duymuştum ama ilgimi çekmemişti. Siteme yorum yaparak bu kelime için backlink  sağlamaya çalışanlar yüzünden merak edip bir baktım.

iyinet 2012 seo yarışması llhtnbşklhyktr

Bu yukarıdaki kelimede siteler üst sıralara çıkmaya çalışıyorlar. Başlangıç kısmı anlaşılıyor son kısımdaki ne olduğu ilk bakışta belli olmayan harfler ise "Allah'tan Başka İlah Yoktur" sözündeki sesli harfler çıktıktan sonra geriye kalanlar oluyor.

Şimdi yazdım diye yarışmaya katıldığımı sanmayın, katılmıyorum ! Sadece  لا اله الا الله  sözünü içermesi ve kendimi denemek amacıyla yazıyorum bu yazıyı.

Sitelere şöyle bir baktım. Domain alıp katılanlar filan var ama çok gerilerde kalmışlar. Aslında domain alıp katılanlar ilk sıralara çıkacaklar kaçarı yok, ama bu yarışmadan sonra gerçekleşebilir :) Seo işleri belli olmuyor, özellikle Google son zamanlarda reklam gelirlerini arttırmak için algoritma değiştiriyor ve her değişen algoritma bile kendi içinde pek tutarlı bir seyir çizmiyor, çok dalgalı bir sıralama var.

Mesela "kişisel blog" anahtar kelimesinde çok dalgalanma görüyorum. Site istatistiklerimde birkaç ay önce kişisel blog kelimesini görünce, dedim bu kelimeye biraz öncelik vereyim. Baktım 17-18. sıradaydım. İlk sayfaya geçmek biraz zor oldu, ilk sayfaya geçtikten sonra google bir pagerank güncellemesi yaptı ve taşlar birden bire yerlerinden oynadı.

Daha bir iki ay önce açılan yusufkısa blogu 4. sıraya gelmişti ilk sayfadaki eski blogların yarısı şutlandı te gerilere filan.. Ben de 5 e çıkmıştım derken ondan 1 hafta sonra tekrar bir deprem oldu bir baktım birinciyim. Tabi uzun sürmedi :) Son bir aydır, 1-2 inip çıkıyorum... 1. sıra çok garip bazen 4. ler gelip konabiliyor birkaç günlüğüne.. Ben 2. liğe yapışmış gibiyim, 1. de yok zaten oh ne güzel :P

Kısacası yarışma için söylemek istediğim şu. Tam yarışmanın son günü anlaşılmaz bir sonuç birden bire bir günlüğüne bile ön sıralara gelip yarışmayı kazanabilir. Sistem çok dengesiz. Yarışma için bu kadar iddialı olan arkadaşlara bakıyorum, dümdüz blogcu arkadaşlar. Gelsinler böyle şeylerle uğraşacaklarına ticari değeri olan kelimeler için uğraşsınlar, iyi kazanırlar...

Blog devri geçti, daha az kişinin, daha çok yazdığı dönemde oldukça eğlenceli ve akıcıydı bloglar, şimdi ne doğru düzgün yazıyorum, ne de başka bir blogu devamlı olarak takip ediyorum... Eskiden takip ettiğim kişilerin yarısından çoğu ise ya blogunu kapatmış ya yazmayı bırakmış...

Şimdi friendfeed, twitter ve facebook var, gözümüze batan şeyleri hemen orada yazıp yolluyoruz ve gidiyor. Uzun uzun döktürdüğümüz yazılar yerine sadece başlıkları yazılıyor yerine ve onlarda bloglara değil, sosyal paylaşım sitelerine...

Zaman oluyor ki zoraki yazıyorum artık boş kalmasın diye, eskiden de zoraki yazdığım olurdu ama ayda 20-30 yazı yazarken 1 tane de zorlama bir yazı blogun kalitesini pek düşürmüyordu.

Ki ben blogum kişisel kalsın diye resimleri ayrı, videoları ayrı yerde paylaşmıştım ve hatta daha twitterdan haberim yokken bir iki cümlelik yazılarımı yazmak için bir blog bile açmıştım da sonra kapatmıştım. Sürekli yazası ya da paylaşası geliyordu insanın...

Bırakabilir miyiz acaba diye kendimize ve birbirimize sorardık blogculuğu, ki şimdi bakıyoruzda aramızdan niceleri bırakmış. Bizde bırakamadığımızdan değil bırakmak istemediğimizden bırakmıyoruz. Topraktan özene bezene bir çömlek yapıp da sonra kırmak istemiyor insan.

Ayda 20 - 30 yazı yazdığımız zamanlardan bir ay hiç yazmadığımız günlere geldik ve garip geliyor. Yandı, parladı sönüyor gibi...

Tumblr çıktı şimdi hem iyi hem kötü. Belki blog içeriğinin kalitesi düştü ama hiç olmazsa blog var olmaya devam ediyor ve içeriği de sürekli güncelleniyor. Hoş benim tumblr de pek aktif değil ya.. neyse son iki paragrafı da zoraki yazıyorum zaten, daha fazla ne kendimi ne sizi yorayım...

 (Bu yazı dün akşam Blogger'ın hatasıyla silinmişti, bloxoo yayın aracına düşen rss kaydından kopyalayarak  tekrar yayınlıyorum.)

Bu sabah kalktıktan sonra Blogger'a girdim, sultangazi rehber deki birkaç şeyi düzenlemem gerekiyordu fakat giriş yaptığımda blogger panelimde hiçbirşey olmadığını gördüm ve sitelerimin çoğuna da girilmiyordu.

Sorunu yaşayan tek ben değildim, blogger yardım forumunda aynı sorun konuşuluyordu ve bir cevap yoktu. Kısa süre sonra panel kendiliğinden normale döndü. Gündüz de aynı problemi yaşayan başkaları olduğunu biliyorum. Sanırım bir güncelleme vardı.

Bu sorunu yaşayan olursa bilsin ki sadece iki nedeni olabilir ; Birincisi yanlış e-posta adresi ile başka bir hesabına giriş yapmıştır. İkincisi de Blogger sisteminde güncelleme vardır ya da gene sistemde olan  başka bir problem.

Bu arada size bir süredir Blogger Draft'ta kullanılan yeni panellerden bahsetmek istiyorum. Blogger kumanda paneli bir süre sonra değişecek. Yeni hali hafiften Wordpress'e benziyor.

Klasik blogger sayfasının renkleri yerini artık portakal ve beyaz renklere bırakıyor.  Ne zaman default hale gelir bilmiyorum ama eski halinden daha iyi

Pek çok blogda devreye giren yeni yayın paneline ek olarak çeviri özelliği de ekleniyor. Bilmeyenler için söyleyelim yeni yayın panelinin en önemli özelliği bilgisayarda nresim yüklerken, tek tek yüklemek yerine Ctrl tuşu yardımıyla ya da fareyi sürükleyerek resimleri toplu olarak yükleyebilirsiniz. Ve kayıt alanında resimleri çek bırak şeklinde büyütme iptal olmuş ve yerine "küçük orta geniş büyük orijinal boyut" gibi geniş bir boyut seçeneği mevcut.

Blogger anasayfasında bir blogun kumanda paneline girerken sunulan "Kayıtları düzenle" "Ayarlar" "Tasarım" gibi sekmeler yerine tek buton var : "Kumanda Paneli". Tıklayıp girdiğiniz zaman karşınıza direkt istatistikler çıkıyor ve diğer menüler de sol tarafta.

Alışkanlık yüzünden bazıları ilk başlarda sevmeyebilir ama bence güzel ve kullanışlı olmuş.

Bunu yeni farkettim ve çok önemli : Yeni panelde şablonu HTML'yi düzenleme seçeneği yok ve dışarıdan da template yükleyemiyoruz. Düzeltme : Dışarıdan template yükleniyor ama HTML düzenleme seçeneği yok.

Yıllardır inanıyordum internet üzerinden birgün büyük paralar kazanacağıma, çok ciddi olmasa da hatırı sayılır birşeyler kazanmaya başladım nihayetinde...

İlk olarak 2006'da Google Adsense'ye bulaşmıştım. Bir iki kez sepetlendim para kazanamadan bıraktım sonra derken 1,5 yıldır öyle böyle gidiyor ama verdiği para en fazla internet masrafımı karşılıyor. SadeceAdsense değil elbet pek çok reklam sistemini denedim ama diğerlerinin adını bile ifade etmeye gerek görmüyorum.

Yani bu reklamcılık hedefli yayıncılık, hamallık gibi birşey Türkiye'de. O hep bahsettikleri tıklama başına 2-3 dolar ücreti geçtik biz, artık 10 cent bile vermiyorlar. İşi iyice çirkefleştirdiler, 1 kuruşa reklam yayınlatmaya çalışıyor adamlar.

Ama işi mause, klavye ve monitörün dışına taşıyabildiğinizde, işte o zaman gerçek anlamda para kazanmaya başlıyorsunuz. Ben de bunu yaptım ve önce yerel bir internet sitesi kurup, rehber işine girdim, şimdi de resmi olmayan bir web tasarım firması kuruyorum. Yapacağım iş internette, dükkanım yok, işçim yok, vergi levham yok, herşey sanal bir tek parası gerçek.

Blogger'ı son derece iyi tanıyorum, neredeyse tüm özelliklerini adım gibi biliyorum, htmlyi az bilsemde blogger şablonlarını sorunsuz modifiye edebilip, orijinal tasarımlar çıkartabiliyorum. Google'da nasıl üst sıralara çıkılır, nasıl başlık atılır iyi biliyorum. Bir metin editörü havasında tanıtım yazıları da yazabiliyorum. O halde yıllardır neyi bekliyordum bilmiyorum, ama artık harekete geçiyorum.

Şimdiye kadar blogger tabanlı birkaç site yapıp para kazandım. Google'dan 3-4 ayda kazandığım parayı rehber işinden bir günde kazandım. Allah nasip ederse daha da kazanıcam.

Şu anda resmi bir kimliği olmasa da ileride belki de çok kısa süre sonra bir işyeri açıp, resmiyete de dökeceğim "Sultangazi Web Tasarımı ve Hizmeti" firmasını birkaç güne hayata geçiriyorum. Hizmet vereceğim websitesinin içeriğini düzenliyorum şimdiden bakabilirsiniz : http://www.sultangazi.web.tr

Blog.com en sonunda blog hizmeti vermeye başlamış. Eskiden işi yürütecek biri tarafından satın alınmayı bekleyen alan adı şu anda hizmet veriyor.

Siteyi incelemedim ama gördüğüm kadarıyla kullanım sistemi wordpress ile aynı.

Siteye18 dolar ödeyerek kendi domaininizi kullanabiliyorsunuz ya da 15 dolar ödeyerek Css düzenlemesini aktif hale getirebiliyorsunuz. Site aracılığı ile host almak isterseniz 10 GB alan 20 dolar ve değişik seçenekler de var.

Wordpress'den bir farkı da siteye html widget ekleyebiliyorsunuz. İşte en önemli özelliği de bu oluyor.

2. Güncelleme 11 Nisan : http://nedir.yilmazbaris.com/2011/04/blogger-ipleri-11-nisan-2011.html

Güncelleme 8 nisan: Yasak şu anda kalktı ama her ip için değil. Bunun için sadece ghs.google.com a cname oluşturarak ya da 199.71.214.27 adresine A kaydı oluşturarak sitenizi girilebilir hale getirebilirsiniz. Ayarları yaptıktan sonra biraz sabredin, durum anında düzelmeyebilir..

Kelimelerbenim.com'da Sezer arkadaşımız paylaşmış. Domainimizi google hostuna direkt yönlendirmek yerine başka bir adrese yönlendiriyoruz ve bu adres arada köprü kuruyor.

Şimdi yapmamız gerekenler:

1) Daha önce oluşturduğunuz Cname ya da A record ne varsa siliyorsunuz. Ve bunun yerine ghs.you8g.com adresine Cname oluşturuyoruz. Mesela ben blog subdomaini için oluşturdum siz www için oluşturun

2) Sonraki adımda şu siteye gidiyoruz : http://you8g.com/ ve üzerinde çince yazılar yazan butona tıklıyoruz. Google bağlantı penceresi çıkıyor, giriş yapmamışsanız giriş yapıyoruz ve sonra istenen izini veriyoruz.

3)Daha sonra sitenin aşağısında arama penceresine benzeyen yere site adresinizi yazıyorsunuz. Ben blog.yilmazbaris.com yazdım siz www.siteniz.com şeklinde yazın... Ve gene üzerinde çince yazılar yazan butona tıklıyoruz işlem tamam.. Sonra açılan sayfada aşağıda ve sağda üstte sitemizin adresi çıkıyor !

Blogunuz hemen açılabileceği gibi 5-10 dakika sonra da açılabilir. Resmin üzerine tıklayara büyük halini görebilirsiniz.

Blogger'i kendi domaini ile kullananların domainlerini yönlendirdikleri ipler 25 mart cuma günü engellenmişti. O günden bugüne bu iplerde yayın yapan sitelere ulaşılamıyor. Benim siteme de öyle

Çözüm bulundu : http://blog.yilmazbaris.com/2011/03/blogger-ip-yerine-ikincil-cname.html

Ben de blogumu Tumblr'ye taşıdım, şimdi orda yayınıma devam ediyorum, fakat google kaynaklı ziyaretçilerim siteyi açmaya çalıştıktarında açamıyor. İlk önce blog.yilmazbaris.com u tumblr'de kullanıyordum ve Google'dan gelen ziyaretçiler tumblr sayfama yönlendiriliyordu. Fakat aaradıkları içeriğe ulaşılamıyordu.

Bugün blog.yilmazbaris.com'u tekrar Blogger'a yönlendirdim. Tumblr'ye eski adresim olan http://tumblr.yilmazbaris.com'da devam ediyorum. Bu arada Tumblr'de gerçekten mükemmel bir platform. Blogger'dan çok daha fazlası var. Düşünün izin verirseniz ziyaretçileriniz bile blog yazabiliyor.

Her neyse yeni ip'leri hala bulamadım ve bu yazıyı ya sadece kendi okuyacağım ya da birkaç kişi daha okuyacak yasak kalkana dek.

Zaten amacım bu yazının okunmasından çok, başlıktaki adresten Tumblr'deki adresime ulaşılması ve oradaki Blogger'dan Tumblr'ye geçişi diğer blogculara anlatmak. Google'dan Blogger ip'si arayanlar görecektir başlığı nasılsa..

Blogger-Blogspot gün itibari ile gen yasaklandı. Sebebi Bogger'ın illegal yayın yapan bloglara müdahale etmemesi. Mesela canlı maç yayını yapan bloglar gibi...

Sansüre sansür ve bloguma dokunma gibi hareketler gene kımıldanmaya başlayacak sesleri çıkacaktır. Bazı bloglar yüzünden tüm blogların cezalandırılması yanlış olduğu söylenecektir. Hatta bazıları boykot çağrıları yapmaya başladı Digiturk için..

Fakat işi Digituk tarafından düşünen hiç yok. Firma milyonları döküp yayın haklarını satın alıyor. Daha sonra yayınlama hakkı olmayan birileri bunu insanlara bedavaya sunuyor, Blogger aracılığıyla. Digiturk, Blogger'ı bu konuda uyarıyor, söz konusu blogları kapatmasını istiyor fakat bu konuda kaale bile alınmıyor. Son çare olarak haklarını korumak adına Digiturk mahkemeye gidiyor ve Blogger için erişim yasağı kararı çıkıyor. 2008 yılı sonunda olduğu gibi...

Blogger yayıncıların illegal yayınlar yapmasına müsaade ediyor ve şikayetleri dikkate almıyor. Hatta bu şikayetler ile ilgilenen bir birimi bile bulunduğunu sanmıyorum.

Sadece Digiturk'un telif hakkı değil, özel kişilere hakaretlerde büyük bir sorun. Örneğin fakültedeki hocalarımızdan birinin aleyhine açılmış, ona hakarler içieren bir blog vardı. Ben Blogger'a şikayet etmiştim. Cevap olarak, yayın politikalarına aykırı birşey olmadığı ve kapatılamayacağını bildirdiler, ingilizce olarak. Yani türkçe bir desteği bile yok ve blog yıllardır yayında.

Sonuç olarak bu sansürler için mahkeme ve şikayet edilen kurumlarara yüklenilmesi o kadar da doğru değil. Blogger, youtube ve wordpress gibi üyelerine yayın hakkı veren siteler illegal yayınları kendi bünyeleri içinde temizlemelidirler, yoksa bu yasakların ve tartışmaların sonu gelmeyecektir.

Barış Ünver'i pek çoğunuz duymuştur, uzun zamandır beyn.org adresinde blog tutan bir arkadaşımızıdır. Başbakanı zaten duymayanınız yok ... Başbakan tutmuş Barış'a dava açmış...

Barış başbakana öcalanın ruh ikizi demiş, daha sonra bir şekilde başbakanın görevlileri artık kimse bunu görmüş ve Barış'a dava açmış. Bizim gibi gerçek ismi ile yazan bloggerlara ulaşmak zaten mesele değil, Barış da kolay hedefti ve davayı yedi.

Barış'ın yaptığı yanlış tamam, onun çıkıp bu ülkenin başbakanına, terör örgütü lideri azılı bir cani ile ruh ikizisin deme hakkı yok ama sırf bunun için çıkıp dava açmak da biraz abes. Ki işin sonunda 2 yıl hapis cezası varken...

Ama şu konu da önemli:

İnternetten insanlar çok kolay atıp tutuyor. Küfürler hakaretler gırla gidiyor ve insanlar bunu çok doğal birşey zannediyor. Halbuki internet bir iletişim aracıdır. Burada söylenenlerin, telefonda ya da yüzyüze söylenmesinden farklı birşey değil.

Fakat insanlar kilometrelerce uzakta olunca ya da bir nickin ardına saklanınca son derece cesur oluyor bu da içlerindeki negatif yanlarını ortaya çıkmasında etkili oluyor. Küfür, taciz pek çok şey son derece doğal bir hava içinde gerçekleşiyor.

İnsanların artık şunu anlaması gerek: İnternet gerçek ! Bu yazılarımız, yaptıklarımız nefes aldığımız, yemek yediğimiz dünyanın bir parçası. Bunun için yüzyüze denilemeyecek olan şeyleri burada bir oyun havası içinde söyleyemezsiniz.

Ben sırf bu durum için geçen yıl bir imaj çalışması yaptım ve internet profillerimi yenileyip, Orijinal Delikanlı nickini terkedip, internetteki profilimi gerçek ismim Yılmaz Barış ile devam ettirdim.

İnsanlar bu işin ciddiyetini anlamalı, hatta bazılarına caydırıcı cezalar verilerek bunun yanlış olduğu herkese hissettirilmeli ama .... ama Barış yanlış kurban. Pek çok internet portalında Başbakana sayısız hakaretler, küfürler ediliyor. Bu kadar şey varken Barış'ı kurban etmek son derece haksızlık.

Blog yazma dönemi sona ermek üzere sanki, zaten uzun süredir diyorlar ya sosyal ağlar bitirdi blogculuğu diye, öyle galiba...

Artık insanlar düşüncelerini hissettiklerini, blogunda uzun uzun yazmaktansa, facebook duvarından bir cümle ile yazıyor ve sanırım daha sonra da blogunda yazmak gibi bir istek de gelmiyor.

Yalnız bunun dışında bizim tayfa hepten gitmiş be yahu. Eskiden hergün bloggera giriş yaptıktan sonra kimler neler yazmış diye bakardım ama bunu aylardır yapmıyorum. Zaten baktım izlediğim blogların pek çoğu yaz tatiline girip yazmaya ara verdikten sonra ya çok seyrek yazmaya başlamış ya da tamamen bırakmış.

Bundan sonra daha sık yazmaya çalışacağım, ayda 4 yazı yazınca çıplak bir bloga sahipmiş gibi hissediyorum kendimi... Blogum var demeye utanıyor insan... Neden yazmıyorum onu da tam anlamış değilim aslında, hergün en az bir güzel malzeme çıkıyor elime aslında...

Masaüstü resminin üzerine de yazdım, "bloga yazı yaz" diye... Ama sadece benim yazmamla olmaz arkadaş, sizde yazın. Biraz daha sık yazın, yazalım yazsınlar... o kadar !

Evet link değişimi yapmak isteyen arkadaşlar, benim blogumun linkini sitelerine eklesinler ve benden eklememi boşuna beklemesinler, çünkü artık link değişimi yapmıyorum.

Birkaç ay önceye kadar 16-17 siteyle takas yapıyorduk ve sırayla fire vermeye habersizce linkimi kaldırmaya başladılar. Aylık kontrol ediyor ve linkimi kaldıranların linklerini bende siliyordum.

Ama şu son 2 ay, belki de daha fazla kontrol etmedim silen var mı diye ki bloga yazı yazmaya bile üşeniyorum zaten. Şu sonucu görünce kontrol etme ihtiyacı hissettim ve az önce baktım ve 13 tane blogcunun 12 si bana haber vermeden bloguma verdiği bağlantıyı kaldırmış.

Şimdi isimlerini kara tahtaya yazıp ilan etmek vardı ama hem önemsemiyorum artık, hem de oldukça güvendiğim kişilerdi hepsi... eski dosttan düşman olmaz diyerek geçiyorum. Silmeyen bir Paylaşım Vadisi kalmış geriye ve ona da buradan teşekkürlerimizi yolluyoruz...

Zaten artık Google'da sistemini değiştirdi ve artık backlinklerin önemi düştü. Artık yeni sistemde orijinal içerik üretenler yerine en çok yazanlar, güncellenenler üst sıralara çıkıyor. Biz de seyrek yazıyoruz uzun zamandır ve bu sebepten olsa gerek, iyice unutulduk. Son 9 yazımdan sadece iki tanesinde toplam 3 yorum var mesela...

Doğrusu kaç aydır bende okuyucuya bakmıyorum, diğer bloglara yaptığım yorum sayısı da bu sürede 10 küsur anca... Artık herkes ff de facebook ta takılıyor sanırım... Bu gidişle kişisel bloglar gerçekten kişisel olacak.

Bir blogcu vardı, iki yıl filan yazdı, sonradan bıraktı yazmayı ama blogu hala duruyor yerinde. Takip ettiğim ve tarzını sevdiğim kişiler arasındaydı. Uçandepik desem tanıyanlarınız muhakkak çıkar. Diğer blog yazarları gibi onun içinde kafamda bir profil resmi çizmişliğim vardı tabi...

Dün Facebooktaki bir linke yanlışlıkla tıklayınca daha önceden bağlantısını kurduğum gmail listeme bağlandı ve listemdekilerin facebook hesaplarını önüme serdi, arkadaş önerisi olarak. O hemen dikkatimi çekti. Eskiden blogger nicki ile kullandığı facebook hesabını, şimdi gerçek(!) ismi ile kullanıyordu.

Profilinde hemen birşey dikkatimi çekti: ilişki durumu, bir kız arkadaşı ile ilişkide görünüyor ki geyik olsun diye yapmıştır diye geçerken, kendisinin ve diğer kızın arkadaş listesindeki lezbiyen kızlar oldukça şaşırttı. Kendisinin "eşcinsellik" kavramına yumuşak baktığını biliyordum ama olaya sadece insani açıdan eşcinsel hislere sahip insanların dışlanmaması tarzında yaklaştığını düşündüğüm için yadırgamamıştım.

Ama eşcinsel ilişki için arkadaş arayan lezbiyenleri arkadaş listesine eklemek gibi marjinal bir destek vereceğini hiç düşünmemiştim. Facebook profilinde gördüğüm kişi gibi biri olabileceği aklıma gelmezdi pek. Ki şu blogda da dini eksenli yazılar da yazan birinden bunu görmek oldukça garip ?

Kısacası kafamda çizdiğim profilden oldukça uzak bir tipmiş, peki ya diğerleri onlarda mı öyle ki...

Ya da ben. Sizler... Oradan nasıl görünüyorum acaba ?