Ateizimde Tebliğ ve İrşad Farz Mıdır?

İlahi dinlerde tebliğ ve irşad farzdır. İnananlar, inanmayanlara da doğru yolu göstermelidir, görevidir. Hatta sadece inanmayanlara değil, dinden soğuk olanlara da dini tavsiyelerde bulunmalıdır, inanan kişi.

Bunları biliyorum sorun yok ama çok merak ettiğim birşey var. Ateizmde de mi var bu irşad-tebliğ olayı? Yani düşünün adam ateist, inanmıyor. Tamam inanmasın, olabilir aklı almayabilir, mantıklı bulmayabilir. Peki bu kişiler mantıklı bulmadığı için mi inanmıyor gerçekten? Yoksa inanmaya korktukları için mi?

Bunu çok basit bir şekilde anlayabilirsiniz? Eğer adam sürekli olarak insanları ateizme çağırıyorsa, Allah olamaz, yalan dolan bunlar diyerek her fırsatta birilerine bir şeyler söyleme ihtiyacı hissediyorsa anlayın ki o aslında mantıklı gelmediğinden, aklına uymadığından, ziyade götü yemediği için ateizmi seçmiştir.

Kısacası yaşadığı hayat tarzı itibariyle, dini inançlara göre günah batağından çıkamayıp, cehenneme postalanacağını düşünen ve bunu kabullenemeyip kurtuluşu tövbede Allah'ın merhametinde aramayıp inkarda bulan, inkar ederek içini rahatlatan(!) bu ateistler aslında inandıkları şeyden korktuğu için inkar etmektedirler.

Karanlıkta bağıra bağıra şarkı söyleyen çocuklar gibidirler. Sürekli olarak Allah Yok Din Yalan derler, korkularını azaltmaya çalışırlar.

İnançlara ve inananlara içten içe düşmandırlar, fırsat buldukça kinlerini kusarlar. Acaba gerçekten Allah var mı sorusunun üzerine muhasebe yapamazlar. Çok eleştirdikleri körü körüne inananlardan gram fazlalıkları yoktur. Bütün inanç tefekkürünü "Allah yoktur" şeklinde dogmatikleştirdikleri kuraldan yola çıkarak yaparlar.

Bunun için onları ezan da rahatsız eder kuran da. Bırakayım abi bana ne, neye inanırlarsa inansınlar diyemezler. Her bir dini simge, dini hatırlatan ufacık bir imge, namaz kılan bir inanan, estağfullah çeken, inşaallah diyen bir insan rahatsız eder huzurunu kaçırır onların. Hemen inkar etmek isterler, yok demek, yalan demek isterler.

Karanlığın içinde bağıra bağıra şarkı söyleyince akıllarında yarattıkları canavarın uzaklaştığını düşünürler. Gözlerini kapatınca ışığı göremeyince ışığın söneceğini düşünürler.
Kulaklarını kapatıp, dinlemiyorum duymuyorum diye bağırıp, kendilerine söylenenleri duymamaya çalışırlar.

İşte her fırsatta ateizmin doğruluğunu ispatlamaya çalışan birini görürseniz, aslında din kavramı ahiret kavramı aklının bir köşesine yatmıştır ama korkuyordur inanmaktan... Onlara karşı Allah'ın varlığını ispatlamaya çalışmayın boşuna. Onlar zaten bildikleri için inanmıyorum diyorlar, inkar ederek olmamasını umuyorlar.

Yani kısacası inanmadıklarını sanmayın, inanıyorlar. Belki kör körüne düşünmeden iman edenlerden bile kuvvetli  inananları da vardı da inanmayı içlerine yediremedikleri için var diyemiyorlar.

Share this:

CONVERSATION

3 Harika insan yorum yapmış.:

  1. Hangi inançta olursa olsun, insanda çevresindekileri kendine benzetme isteği vardır. Böylece rahat eder.

    YanıtlaSil
  2. Çevredekileri kendine benzetme olayı inanç ile bağdaşmaz. özellikle islamiyetle alakası yoktur bu düşüncenin. çünkü örnek insan Peygamber aleyhisselam'dır.

    YanıtlaSil
  3. Çok farklı bir bakış açısı ile yorumlamışssınız. Tarihin derinliklerine göz atarsak Firavun'un Nil nehrinin sularında kahredilmeden bir gece önce Hz. Musa Aleyhisselam ile tutuştukları iddadan galip çıkabilmesi için sakalından tavana asıp Allah'a, Rabbine yalvardığını , ertesi gün kendisini halkının önünde rezil etmemesi için dua ettiğini anlarız. Bu da senin düşünceni destekler. Yani Allah'ın var olduğunu ve bir olduğunu biliyorlar ama inandım demeye gururlarına yediremiyorlar.

    YanıtlaSil

Lütfen spam yapmaya çalışmayınız...

Yapıcı eleştirileriniz ve renk katan yorumlarınız için teşekkür ederim.