Türkiye Suriye Savaşı
Maalesef görünen o ki gitgide şavaşın içine çekiliyoruz. Hükumet ve Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarından savaşa hazır oldukları anlaşılıyor. Bununla beraber PKK'nın Suriye hükumetine isyancılarla olan savaşında destek vermesi gibi haberler de gözümüzün önünde parlatılıyor. Türkiye Suriye savaşı yeni değil bu savaş yaz başından beri konuşuluyor.
Sürekli Suriyeli muhaliflere yapılan katliamlar gözümüzün önüne getiriliyor, sessiz kalınamayacağı söyleniyor. Emperyalist devletler kendi aralarında bir restleşme içinde. Rusya ve Çin Suriye hükumetine açıktan destek veriyor ama herhangi bir yardımseverlik amaçlı değil, sadece yeni gelecek hükumetin amerika yanlısı olacağı için.
Halk olarak önümüzü göremiyoruz. Olaylar birbirine o kadar girmiş ve herkes o kadar suçun, yanlışın içine batmış ki kimin tarafında olacağımızı bile net göremiyoruz. Arap baharı denilen hareketlenmeler şimdiye kadar hiçbir ülkeye huzur getirebilmiş değil. Bunun nedeni belki devrimlerin tamamlanmamış olması da olabilir ama isyancıların da sütten çıkmış ak kaşık olduğunu sanmıyorum.
Bununla beraber demokrasi adına yapılan isyanların sonunda diktatörlerden boşalan koltuğa belli grupların liderleri geçiyor. Örneğin Libya'daki yeni hükumet çoğunluktan ziyade azınlık bir grubu temsil ediyor. Yeni ele geçirdikleri koltuklarını bırakmamak adına da emperyalist ülkelerin kucağına oturuyorlar. Mısır'da yine insanlar huzurlu değil çünkü Hüsnü Mübarek'in devrilmesi yerine gelen askerler yönetimi bırakmak istemiyor.
Bir yandan yanı başımızda yapılan katliamlara ses çıkaramama sorunu varken diğer yanda birilerinin maşası olmakla karşı karşıyayız gibi geliyor. Eğer bu şavaşın içine gireceksek tüm komutalar elimizde olmalı. Yoksa yönetim değiştikten sonra sadece ülkedeki petrolü sömürmek isteyen emperyalist ülkelere bırakılan yönetim sonunda sadece maşa olarak kullanılmış oluruz.
Suriye'deki olaylar bizdeki siyasi gruplar arasında da her zamanki gibi farklı yorumlanıyor. Sağ kesim, muhalif insanlara katliam uygulanıyor derken aşırı sol kesim ters bir görüşle, muhalifler ortalığı karıştırıyor diyerek, Esad hükumetini üstü örtülü olarak savunuyor.
Esad'ın zayıflaması savaş olasılığını arttırıyor. Muhalifler dışarıdan aldığı destekle ülkenin belli yerlerini ele geçirmiş vaziyetteler. Suriye hükumeti de gitgide zayıflıyor ve işte bu da Türkiye'nin Suriye ile savaşa girme ihtimalini fazlalaştırıyor. Diğer arap devletleri de savaş için hazır görünüyor. Şu aşamada bir savaş yapılacak olursa İran dışında bir ülke Suriye'ye destek vermeyecektir ki diğer etrafındaki tüm ülkeler de Suriye'ye karşı harekete geçeceklerdir.
İran'ın yardımı ise sadece mühimmat yardımından öteye gitmez gibi görünüyor. Aksi takdirde kendisi de direkt olarak savaşın içine girmiş olacaktır. Bu ise direkt İran ile Türkiye'yi karşı karşıya getirir. Bu ise iki ülkenin büyük zararına olur. İkili ilişkiler bağlamında İran ile Türkiye şu anda son derece pozitif bir seyir gösteriyor. Şimdiye kadar olan süreçte Türkiye İran'a karşı tüm müdahalelere karşı çıktı. Her ne kadar İran ile Suriye arasında bir anlaşma imzalanmış olsa da olası bir savaşta İran Suriye'ye doğrudan destek vermeyecektir.
Ama her şeyin başında bu şavaş bizim savaşımız değil. Askerimizin yeri de orası değil. Bu savaştan mümkün olduğunca uzak durmalıyız fakat yapılan herhangi bir askeri müdahalede de bundan kaçamayacağımız açık. Libya'daki örneği gördük.
Fakat Libya'ya son ana kadar müdahale edilmesin taraftarı olan hükumet Suriye için acil müdahale istiyor gibi görünüyor. Bu savaşa girerken de sadece birkaç arap ülkesi ile birlikte değil, arkasında BM'nin desteğini alarak girmek istiyor.
Bu savaşın bizden bizden ne alıp götüreceğini ya da savaşa girmemenin bize neye mal olacağını, yanıbaşımızda neyle karşı karşıya kalacağımzıı göremiyoruz ama gördüğümüz tek birşey var. Hızla bir savaşın içine sürükleniyoruz...
Politika
Sürekli Suriyeli muhaliflere yapılan katliamlar gözümüzün önüne getiriliyor, sessiz kalınamayacağı söyleniyor. Emperyalist devletler kendi aralarında bir restleşme içinde. Rusya ve Çin Suriye hükumetine açıktan destek veriyor ama herhangi bir yardımseverlik amaçlı değil, sadece yeni gelecek hükumetin amerika yanlısı olacağı için.
Halk olarak önümüzü göremiyoruz. Olaylar birbirine o kadar girmiş ve herkes o kadar suçun, yanlışın içine batmış ki kimin tarafında olacağımızı bile net göremiyoruz. Arap baharı denilen hareketlenmeler şimdiye kadar hiçbir ülkeye huzur getirebilmiş değil. Bunun nedeni belki devrimlerin tamamlanmamış olması da olabilir ama isyancıların da sütten çıkmış ak kaşık olduğunu sanmıyorum.
Bununla beraber demokrasi adına yapılan isyanların sonunda diktatörlerden boşalan koltuğa belli grupların liderleri geçiyor. Örneğin Libya'daki yeni hükumet çoğunluktan ziyade azınlık bir grubu temsil ediyor. Yeni ele geçirdikleri koltuklarını bırakmamak adına da emperyalist ülkelerin kucağına oturuyorlar. Mısır'da yine insanlar huzurlu değil çünkü Hüsnü Mübarek'in devrilmesi yerine gelen askerler yönetimi bırakmak istemiyor.
Bir yandan yanı başımızda yapılan katliamlara ses çıkaramama sorunu varken diğer yanda birilerinin maşası olmakla karşı karşıyayız gibi geliyor. Eğer bu şavaşın içine gireceksek tüm komutalar elimizde olmalı. Yoksa yönetim değiştikten sonra sadece ülkedeki petrolü sömürmek isteyen emperyalist ülkelere bırakılan yönetim sonunda sadece maşa olarak kullanılmış oluruz.
Suriye'deki olaylar bizdeki siyasi gruplar arasında da her zamanki gibi farklı yorumlanıyor. Sağ kesim, muhalif insanlara katliam uygulanıyor derken aşırı sol kesim ters bir görüşle, muhalifler ortalığı karıştırıyor diyerek, Esad hükumetini üstü örtülü olarak savunuyor.
Esad'ın zayıflaması savaş olasılığını arttırıyor. Muhalifler dışarıdan aldığı destekle ülkenin belli yerlerini ele geçirmiş vaziyetteler. Suriye hükumeti de gitgide zayıflıyor ve işte bu da Türkiye'nin Suriye ile savaşa girme ihtimalini fazlalaştırıyor. Diğer arap devletleri de savaş için hazır görünüyor. Şu aşamada bir savaş yapılacak olursa İran dışında bir ülke Suriye'ye destek vermeyecektir ki diğer etrafındaki tüm ülkeler de Suriye'ye karşı harekete geçeceklerdir.
İran'ın yardımı ise sadece mühimmat yardımından öteye gitmez gibi görünüyor. Aksi takdirde kendisi de direkt olarak savaşın içine girmiş olacaktır. Bu ise direkt İran ile Türkiye'yi karşı karşıya getirir. Bu ise iki ülkenin büyük zararına olur. İkili ilişkiler bağlamında İran ile Türkiye şu anda son derece pozitif bir seyir gösteriyor. Şimdiye kadar olan süreçte Türkiye İran'a karşı tüm müdahalelere karşı çıktı. Her ne kadar İran ile Suriye arasında bir anlaşma imzalanmış olsa da olası bir savaşta İran Suriye'ye doğrudan destek vermeyecektir.
Ama her şeyin başında bu şavaş bizim savaşımız değil. Askerimizin yeri de orası değil. Bu savaştan mümkün olduğunca uzak durmalıyız fakat yapılan herhangi bir askeri müdahalede de bundan kaçamayacağımız açık. Libya'daki örneği gördük.
Fakat Libya'ya son ana kadar müdahale edilmesin taraftarı olan hükumet Suriye için acil müdahale istiyor gibi görünüyor. Bu savaşa girerken de sadece birkaç arap ülkesi ile birlikte değil, arkasında BM'nin desteğini alarak girmek istiyor.
Bu savaşın bizden bizden ne alıp götüreceğini ya da savaşa girmemenin bize neye mal olacağını, yanıbaşımızda neyle karşı karşıya kalacağımzıı göremiyoruz ama gördüğümüz tek birşey var. Hızla bir savaşın içine sürükleniyoruz...
İsrail ve kurduğu sistem böyle devam etsinler bakalım insanları mazlumları katlederek bakalım başlarına nasıl akıbet gelecek inşallah en büyük akıbete vesile olacak olanda TÜRKİYE olacaktır.
YanıtlaSilMakelendeki fotoğrafta suriye bayrağı neden üstte? Hatta Türk bayrağını örtüyor gibi. Bu konuda daha dikkatli olmalısın.
YanıtlaSilSüriye'den Sonra Olaylar İranda Başlayacak.. Güney Azerbaycan Dediğimiz Bugün kü İran Kuzeyinde Olacaktır.. Benim Görüşüm..
YanıtlaSil