Yeni rektörler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atandılar. Yıllardır işleyen süreç, gene aynı şekilde tamamlandı. Rektör olmak isteyen uygun(!) adaylar, adaylıklarını ilan etti ve üniversitelerde seçimler yapıldı.
YÖK istediği 3 adayı Cumhurbaşkanımıza yolladı, Cumhurbaşkanı da uygun gördüğü adayı rektör yaptı.
Evet bu süreç yıllardır aynen bu şekilde anti-demokratik olarak devam ediyor. Ama dikkat edilirse bu sefer çok fazla tepki doğdu. Neden ?
Tabiki de bu sefer bürokratik güç kendilerinden yana değildi. Senelerdir kendileri için dönen çark bu sefer istemedikleri yönde dönmeye başladı. Bunun içinde kuyruğuna basılmış kedi gibi hepsi ciyaklamaya başladı.
Tv haberlerinde ve gazetelerinde dikkatinizi çekmiştir, profösörler istifa ediyor diye. Aslında istifa ettikleri de yok, amaçları dikkat çekmek. İstifa edenler üniversitelerde öğretim görevliği görevini falan bırakmadılar. Sadece bulundukları yönetici görevlerini bıraktılar. Diyenler olacaktır, bu da önemli! Rektörlük seçiminden sonra gelen yeni rektörlerin yönetici kadrolarını kendi adamlarına verecekleri ve eskilerini azledeceklerini göz önüne alırsanız, istifaların hiçbir anlamının olmadığını farkedeceksiniz. Yeni gelen rektörler onları göndermeden onlar istifa edip gerçek anlamıyla 'istifa şov' yaptılar.
Yıllarca bulundukları makamları sömürdükten sonra, gönderilecekkende son kozlarını oynadılar ve artık onların saltanatı bitti.
Yıllarca bürokratik egemenliği ellerinde tutanlar, sonsuza kadar bu güç ellerinde olacakmış gibi her alanda, diğer kesimi sindirmeye çalıştı, sürekli hırpaladı, zarar verdi.
Artık seçilmişlerin yanı sıra bürokratik güç de diğer kesimin eline geçiyor. Bundan sonra önemli olan yeni iktidar sahiplerinin eskileri gibi diğer kesimi sindirmeye, onları ezmeye çalışmaması. Diğerlerinin onlara yaptığını onlar tekrar etmemeli.
Ve artık bu sistemde değişmeli.
