ÖĞRENCİ ADAMA HAYIRLI KOMŞU LAZIM

Hani derler ya hep ev alma komşu al diye, ve bu söz her zaman doğrulanmıştır ama komşuyu almak her zaman problem olmuştur.

Üniversiteye başlayınca ilk 2,5 ay pansiyonda kalmıştım. Reklamını da yapalım, Edirne de Özkan Pansiyon. Ama pansiyon bana göre değildi. Oldukça monoton geçti o iki ayım. Resmen ot gibiydim. Doğrusu satranç, dama, masa tenisi gibi bir iki konuyu orada öğrenip, ustalaştım ama onları saymazsak, oldukça sıkıcıydı.

Ev konusunda ise çok şanslıydım, herkezle uyumlu olup, her ortama ayak uydurduğumdan gel beraber eve çıkalım teklifleri ilk bana yapılırdı.

Sonra maymun gözünü açtı hesabı, her üniversiteli gibi bir iki arkadaş bir araya gelip bir eve çıktık. Daha doğrusu evi olan bir iki arkadaşın yanına taşındım. Ev selimiye'nin hemen arkasındaydı. Benim için masrafsız oldu. Ama evde anlaşamadığım Hüseyin isminde bir tarihçi öküz vardı. Herif üniversiteyi 3. yılında kazanmış, 21 yaşında 1. sınıf ben anamın dizinin dibinden gelmişim daha 17 değil. Benden önceki gün nöbetçiydi ve bulaşık konusunda çok problemliydi. Bir gün kavga ettik, dayaktan zor kurtuldum. O zaman 67 kiloydum, o 87 mi ne. Ayıranlar sağolsun. :)

İkinci dönem gene hazır bir eve kondum ki burası harikaydı. Arka taraftan tunca nehri. ama harika olan yan komşuydu. Hüdaverdi ailesine buradan teşekkürler.
Ailenin Emir ve Safa isimli çocukları bize gelirdi ders çalıştırırdık, biraz da eğlence tabi. İş eğitiminde aldıkları ödevleri filan hep ben yapardım. Bunların mutfağı hep bize çalışırdı. Hiç abartmıyorum aşağı yukarı hergün birşeyler ikram ederlerdi. Bir hafta sonunda mutfaklarındaki kapkacak hep bizim mutfağa taşındığından, toplu olarak geri gönderirdik. Sonra tekrar bize taşınırdı filan. Orda uzunca bir müddet kaldım.

Daha sonra aynı ortam bana monoton gelmeye başladı. Israrlara rağmen değiştirdim. Bu sefer taşındığım ev lüks bir mevkideydi. Ama komşularla sıkıntılıydık açıkçası. Aşağıda bir aile vardı, çıt olsa hemen gelir bağırıp çağırmaya başlarlardı. Ben durumu görünce arkadaşlara bundan sonra gelirlerse kapıya beni çağırmalarını söyledim.
Günlerden bir gün geldiler gene. Adam başladı bağırmaya ama.. Bende bağırdım'Ne var lan' diye. (Bu bağırdığım sıra 80 kiloyum). Adama ufak bir gürültü yaptığımız için bize bağıramayacağını ve öğrenci olduğumuz için bizi ezemeyeceğini anlattım. Adam suspus oldu. Karısı aşağıdan bağırıyordu ki, onada 'sen de sus be kadın' diye bağırınca aaaaa şuna bak modlarına girdi. Bir daha da yukarı çıkmadılar. En azından kendileri. Daha sonra hep yönetici ile muhatap olduk. :)

1 yıl kaldıktan sonra oradan da çıktım. Yaza denk geldi. Yaz okulunda kira vermeden lüks sayılabilecek bir apartmanda yaz okuluna kalan başka bir arkadaşın evinde kaldım. Dairenin anahtarının yedeği vardı, aşağı kapınınkini ise çektirmeme gerek kalmadı çünkü gündüzleri kapı açık oluyordu ve gece olunca da saat 2 de hatta 3 te bile gelsem maksimum 10 dakika bekleyince mutlaka bir giren çıkan oluyordu. 32 daireli apartmanda kalmanın faydaları. :)

3. sınıfta gene başka bir ev. Selimiye'nin kıble tarafındaydı. Harika bir Selimiye manzarası vardı. Burada gene fena sayılmazdı. Burada da bir yıl kaldım.

Yaz okulunda gene başka bir arkadaşın evinde kaldım. Burada aşağı katta kalan adam gemiciydi eve her gelişinde karısını manyak döverdi, şerefsiz. Sık sık polis gelirdi. Yaz boyu bunların kavgasını dinledik. Balkonlar güzeldi ama yuva yapan güvercinler rahatsız olmasın diye rahatca bi kullanamadık. Burada da kavgalı bir maceramız oldu tabi. Bunu başka bir yazıda paylaşalım. Bu yazı biraz uzun oldu.

Neyse bu yazı nerden çıktı. En son evimde yani şimdikinde az önce alt komşu büyük bir tabak dolusu kabak ve biber dolması ve sarma getirdi. Allah razı olsun. Kabak dolması en sevdiğim yemekler arasındadır. Midemde düzelmek üzere ilaçlar bir günde etkisini göstermeye başladı. Allah şu doktorlardan da razı olsun.
Bu yazı da burada bitsin artık, biraz uzun mu oldu ne.

Share this:

, ,

CONVERSATION

9 Harika insan yorum yapmış.:

  1. Uzun ama güzel olmuş.Hayırlı komşu da zor bulunur bişi zaten.Biz 16 daireli bir apartmanda oturuyoruz.Sadece 2 kişiyle muhabbetimiz var :D Apartmana geçenlerde ambulans geldi aşağı inip kimmiş bir şeye ihtiyacı var mı diye inen 3 kişi :D

    YanıtlaSil
  2. hacı yaa bişi soracam bu siteyi sadece bi kişi mi yönetiyo ? site güzel bende benzer bişey yapmak istiyorum ama tekim ve cesaret edemiyorum. beni cesaretlendirir misin :)

    YanıtlaSil
  3. @adsız
    yazı işleri, yönetim, tasarım,güncelleme, yükleme, yayınlama, pazarlama, reklam....
    hepsini bir kişi yapıyor.... :)

    ve yeni başlayan bloggerları cesaretlendirme ünitesine bir girmen gerek »

    YanıtlaSil
  4. Ne macera yaa, 3 senede kaç ev değiştirdin Alla'sen =)
    Gerçi diyene bak 2. seneye girmek üzereyim ve ü. mekana giriş yaptım. Önce yurt sonra ev şimdi de 2. bi ev =)
    Aman bu sonuncu olsun inşallah =) =)

    YanıtlaSil
  5. valla bayağı değiştirdim 4 sene sonunda 7. evimdeyim. ama yazları kendi evimde kalmadım, ondan yedi..
    ne rekor ama :)
    sen birde kaç farklı kişiyle kaldın diye bi sor ... :)

    YanıtlaSil
  6. Çok eğlenceliydi ya hele şu 67 vs 87 manzarasını görmek isterdim :D Vallaha şu üniversite işi baya zor sanırım uzak mı dursam ne :D Ben senin kadar sabırlı olamam cins insanlara.Ev arkadaşı işi yani bana göre değil.Komşuluk az bulunan bir kan gurubu.Bulabilirsen arkanda olan birileri hep çıkıyor :))

    YanıtlaSil
  7. Ev arkadaşı deyince az kişi olcak. Malum nerde çokluk orda b.kluk :) 4 kişiydik ikiye düştük bakalım seneye nasıl olcek :)

    Tekrar yayınlaman iyi olmuş :)

    YanıtlaSil
  8. fazla kişi olmak bazen iyi bazen kötü oluyor
    canın pek sıkılmaz mesela
    ya da işl paylaşımı olacağı için üstümüzdeki yük de azlıyor
    ama bazen de iyi olmayabiliyor...
    ders çalışcam derken çenesi düşük biri varsa
    ki hep olur
    biraz sorun olabilir
    ve değişik sorunlar...

    YanıtlaSil
  9. ya hakikaten erkek evlerinde kavgasız gün geçmiyor. soba yakma sırası yüzünden benim sevgilim ve arkadaşları küsmüştü be. erkekler öğrenci evinde über çirkef oluyorlar:)

    YanıtlaSil

Lütfen spam yapmaya çalışmayınız...

Yapıcı eleştirileriniz ve renk katan yorumlarınız için teşekkür ederim.