OKULUN İLK GÜNÜ

Okulun ilk günü çoğu çocuk için sıkıntı olmuştur, olacaktır da. Hatta bugün oluyor...

Milli eğitim bakanlığın geçen yıl başlattığı uygulama ile ilköğretime yeni başlayanlar, öğretimin başlamasından bir hafta önce eğitime başlıyorlar. Bence güzel bir uygulama, zaten ilk hafta ders işlenmesi imkansız gibi birşey.

Zar zor hatırlıyorum yazacaktım ama gayet iyi hatırlıyorum. Annemle kayıt için gittiğimizde ilk önce kaydetmek istememişlerdi. 5,5 yaşındaydım. Ama bizde adettir, ablamlar da, kardeşim de hep 5,5-6 yaşında yazıldık okula. Neyse ilk önce kaydımı yapmadılar, sonra müdür yardımcısı bizim yan komsunun bir akrabasıymış, kaydolduk.

Küçükken annem ne derse harfiyen iman edip, uyduğumdan dolayı, annemin telkinlerine inanarak okula ablamlarla gittik. Beni okula bıraktılar birşey olmayacak, akşam seni alacağız dediler ve gittiler. İlk iki günden sonra kendim gidip gelmeye başladım okula. Zaten çok da uzak değildi.

Ama sınıfı bir görseniz, ne curcuna... Zırlayanlar, bağıranlar, ağlayanlar gırla. Zaten 60 kişi mi neydi. Düşünün halimizi. Bazılarının anneleri filan ilk iki ders durdular, sonra hoca ile başbaşa (60 kişi nasıl başbaşa olursa artık) kaldık. Hocanın adı Atalay Ançin'di. Oldukça zorba olup, hatırı sayılır miktar dayak yemiş olsam da neden bilmem hep sevmişimdir kendisini.

İlk gün yanımda bir erkek bir kız vardı. Sıralar 3'lüydü. Yoksa zaten 60 küsur kişi nasıl sığacağız sınıfa. Ben sağda, İsmail Güven isminde bir arkadaş ortada, solda da adını tam hatırlamıyorum (melike mi melahat mi ya da hiç alakasız bir isim de olabilir) bir kız oturuyordu.

İsmail başladı zırlamaya... Hoca geldi sordu ne var diye, çocuk ağlıyor, zırlıyor birşeyler diyor. Hoca anlamadı. Ben oldukça anlayışlı biri olduğum için anladım tabi :) Çocuk ortada oturmak istemiyor. Sonra işte ben zırlamasına fazla dayanamadım ve ortaya geçtim. O da sustu.

Sınıfta Özkan ile Melahat isminde iki arkadaş vardı. Melahat'a gıcıktım. Özkan'la ise iyi anlaşırdım. Bunlar sınıfın çoğunluğu gibi fakirdi. (Bende öyleydim ama şimdi küçük emrah taklidi yapmıcam.) Bunlara aileleri siyah önlük giydirmiş yollamış. İlk hafta filan öyle geldiler, sonra hoca ile ailesi görüştü filan, birşeyler konuştular. Daha sonra mavi önlükle gelmeye başladılar.

İlk hafta öğretmen sormuştu. Kim zengin kim fakir diye. İhtiyaç sahiplerine kalem,defter filan verilecekti. Hoca bana 'Zengin misiniz?' diye sorduğunda ben evet dedim. 'Fakir misiniz ?' diye soracak olsa, cevabım gene aynı olacaktı. Belki inanamayacaksınız ama ben dahil neredeyse kimse zengin ve fakir kelimelerinin ne anlama geldiğini bilmiyordu. Kimisi zengin, kimisi fakir dedi, karombole bişeyler dağıtıldı. Bazılarının annesi eşyaları öteki gün geri yollamıştı, kimiside kendisi getirmişti. Oldukça zenginmişler ama çocuğun haberi yok işte :)

Sınıf çalışkanlarından sayılırdım, yakasına kırmızı kurdale takılan öğrencilerden biriydim. Sınıfın en çalışkanları hatırladığım kadarı ile Ceylan Çelik, Yasemin Gemicioğlu isminde iki kızla bir de erkek vardı. Doğrusu onlarla beraber benim gibi dersleri hep pekiyi olanlar vardı ama onlar gözdelerdi. Hani o her sınıfta olurya, öne çıkan biri ya da birileri işte bizde de onlardı. Kimilerinin sevip, kimilerinin nefret ettiği.

İlk dayağımı nasıl yediğimi öğretmenler gününde anlatmıştım geçen yıl.

Okul deyince, birinci sınıf deyince yazacak oldukça çok şey var ama şimdilik bu kadar yetsin. Kalanlar başka postaya...

Share this:

, ,

CONVERSATION

3 Harika insan yorum yapmış.:

  1. Benim hatırladığım birkaç şey var.Ayağımdaki problemden dolayı giydiğim ortopedik okul ayakkabısı :D Önlüğümün yakasındaki abc harfleri :D Sonra annem beni giydirince aynanın karşısında kendime baktım sağolsun dayımın Almanya'dan getirdiği çantalı kalem kutulu full seti sırtıma taktım ilk dedemle babaannemin avine alt kata indik.Harçlık aldım :D Sonra anneanneme uğradık daha iyi bir harçlık aldım :D Oradan da okula gittik.İlk gün çizik çizdikdik hiç unutmam :D Hatta yarıştıydım arkadaşımla.1. sınıf defterim hala duruyor arada açar bakarım mazi olsun diye :)) Hatta hiç unutmadığım kısma geldik.İlk gün ilk kalemimi kaybetmiştim.Malına çok değer veren bir çocuktum eve gelirken çok üzülmüştüm :D

    YanıtlaSil
  2. Benim ilkokul defterim de duruyor :)

    Ben ilkokulda dayak yedim mi hatırlamıyorum ama azar işitmiştim onu çok iyi hatırlıyorum, o zamanlar hocamı sevdiğimi düşünürdüm zoraki bi sevgi gibi ama biraz büyüdükten sonra anladım ki hiç sevmezmişim, hala da zerre hazzetmiyorum o kadından. Eğitim-öğretim deniyor önce eğitmek lazım. Ama öğrencileri mi öğretmenleri mi orası tartışılır

    YanıtlaSil
  3. Okulun ilk günü Esat Konyar hoca bize 30'a kadar sayın bakalım demişti. Kimse sayamadı ben 100'e kadar saymıştım. :)

    YanıtlaSil

Lütfen spam yapmaya çalışmayınız...

Yapıcı eleştirileriniz ve renk katan yorumlarınız için teşekkür ederim.