MSN'de Pinokyo İle Chat Yapmak
Ben mesajı yazıyorum, bir miktar geçince cevap geliyor. Yalnız 2. iletisi 1. yazdığının hemen ardından anında geliyor. Anladım ki biri ile daha konuşuyor ve cevabı hemen gelmiyor. Ama ilk iletiyi yazdıktan sonra diğeri anında geliyor. Yani hatunun yazısı dehşetül-vahşet. Oldukça hızlı yani.
Sonra ben bu duruma gıcık oldum tabi. Benle konuşuyor ama bir başkası ile daha konuşuyor. Mesajlar geç düşüyor hep... 'Bir başkası ile daha konuşuyorsun galiba.' dedim.
Yok ya babam görmesin diye vs.. filan derken sonra faka bastı, bana yanlış ileti geldi. '' Düzce'de '' diye başlayan başkasına yazılmış bir mesaj.. Biraz azarlayıp, sildirettim...
Böyleleri çok, aynı anda birden çok kişi ile chat yapan birçok kişi var. Benim çok rahatsız olduğum bir konu olmakla birlikte günümüzde çoğunluk için normal aslında.
Başka bir olay...
Bir gün internet kafede bloguma yazı girerken . Yanımda bir hatun var, dikkatimi çekti parmaklarıyla klavyeyi ilk kez kullanan biri gibi harf seçe seçe yazı yazıyor. Ve daha da dikkat çekici olan önündeki bilgisayarda 5-6 tane msn penceresi açık. Dikkat ettim, hepsi erkek... Ama birde hatunun yazıyı görün. S--e--l--a-m .... Selam yazana kadar bir yeni bir çağ daha başlayacak. O kadar yavaş. Ama genede 5-6 kişi ile birlikte konuşmaktan vazgeçmiyor.
Sadece kızlar da değil erklerde de var bu huy. Ama kızlarda daha fazla.
İnsanlar bunu sadece sanal ortamda değil, reelde de yapıyor ama ben sanalda olanından bile nefret ediyorum.
Bakire Fahişe
Kaliforniya'da Natalie Dylan adlı bir fahişe/öğrenci, bekaretini internetten satışa çıkarmış. Fiyatıda 4 milyon dolara yaklaşmış, siz bu yazıyı okurken daha da artar belki.
İlk önceleri en yüksek tekif 200.000 dolarmış. Ama bir radyo programında fahişeliğinin reklamını yapınca fiyatı artmış 3.7 milyon doları bulmuş.
Amerikanın ahlak sistemi çökmüş toplumunda bakire kız bulmak her ne kadar zor olsada, fiyatı arttıran reklam oluyor tabiki. Yani zorlasalar kartlaşmış karıyı bile reklam sayesinde parayla satarlar.
Ki zaten bizim medyada kokuşmuş karıları bile '18'lik kızlara taş çıkarttı' diye sunmuyorlar mı önümüze.
Bu haberi gören kimi mankenlerimiz, önce hastahaneye sonrada amerikaya ticarete gidebilir. Sorsanız ülkemize döviz kazandırmak için yaptım der. Zaten bi sanat(!), bi de vatan için verirler herşeylerini o güzide kahramanlar.
Bekaretin değeri işte 4000000 dolarmış. Tabi ki bekaret parayla ölçülecek bir şey değil. Kimisi bekaretini hayatı pahasına vermez, kimisi birkaç dakikalık heves için verir. Siz ikinci kısımdan olmayın. Allah karşımıza şu sözü düstur edinmiş eşler çıkartsın:
israili BOYKOT [MİM DALGASI]
- Coca Cola
- Nestle(Nescafe)
- Carrefour
- Starbucks Coffee
- Mc Donald's
Ve mimlediğim bloggerlar:
CİCİ OYUNCAKLAR
Bilmiyorum daha ne çıkmalı ortaya?
Ortaya çıkan silahlar beyni olmayan içi boş kafanda mı patlamalıydı illa?
Birilerini mi öldürmeliydi o silahlar ?
Faili meçhuller mi çıkmalıydı yüzlerce?
Ya da tv karşısına geçip biz terör örgütüyüz diye bas bas bağırmalarını mı bekliyorsun?
Ergenekon terör örgütünü bazıları hala kabul etmiyor, görmüyor, görmemezlikten geliyor.
5 yaşındaki çocuğa bile göstersen olayları idrak eder'Onlar kötü amca' der.
Peki tvlere çıkıp inkar edenler, bu terör örgütü değil, diyerek işi politikaya vuranlar.
İşte bunların pek çoğu ya bu örgüte dahil ya da örgütün amacıyla çıkarları örtüşüyor.
Sizi gidi Adi Darbe Yardakçıları Sizi...
İşte ortaya bugün itibari ile çıkan oyuncaklar:
Üniversitelinin Final Haftası
Bütün Blog Mimleri Buraya
Mim almam dedim, sürekli elime tutuşturdular. Yayınlamadım çoğu kez ama blogcu arkadaşlara daha fazla olmaz dememek için bana teklif edilen ve yayınladığım bu ilk mimin bulunduğu dayfayı mim sayfası ilan ediyorum, bundan sonra gelen mimler burada yayınlanacak, ama başkalarına ısmarlanmamaya devam edilecek. Bana gelen mim, benim için bu sayfada sonlanır, tabi isteyenler varsa mimi kendi üzerine alabilir.
Kreative Blogger Award - Yaratıcı Blogger Ödülü
RACON KESEN PİSKOPAT KIZ(!)
AŞURE GÜNÜ ile KERBELA ve FİLİSTİN
Haberlerde caferilerin kendini zincirlemeleri gösterilecek, siyasiler gidip kazanlardan halka aşure dağıtacak.(Ki bu dağıtanların bir kısmına sorsan, aşure günü nedir neden var, önemi nedir, bilmezler)
Aşure kelimesi arapçada 10 manasına gelen aşara kelimesinden türemiştir. Ki aşure günüde muharrem ayının onuncu günüdür.
Aşure gününde olduğu rivayet edilen olaylar şöyle:
- Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
- Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
- Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
- Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.5.
- Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
- Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
- Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
- Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
- Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
- Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.*
Bunların yanında birde, müslümanlar arasına nifak sokulup yapılmış olan bir olay var ki, olayı dinledikçe tüylerim diken diken olur, içim ezilir.
Peygamber efendimizin (s.a.v.) torunu Hz. Hüseyin ve beraberindeki bir kısım müslüman, günlerce aç susuz bırakıldıktan sonra öldürülmeside bugüne tekabül eder.
O gün müslümanlar yahudiler tarafından birbirine düşürülmüş ve Peygamberimizin torunu, ve Ehli-Beyt'i katledilmişti.
Bugünde Filistin'de yahudiler filistin halkını 2'ye bölmüş durumda. Aralarına nifak sokulup bir kısmı El-Fetih, bir kısmıda Hamas'ın tarafına kaydırılmış olup, israilin bombalala ülkelerini talan edip, insanlarını katletmesine rağmen Hamas ve El-Fetih birbiriyle çatışır durumda.
Ülkemizde'de var bu durum sağ-sol diye ama, Allah'a şükür ki silahlı bir şekilde değil.
Müslümanlar üzerinde bu oyun yüzyıllardır, oynanıyor. Eğer biz aramızdaki buzları kırıp birleşemez isek sürekli olarak, diğer güçlerin altında ezilmek durumunda olacağız.
(* islamiyet.gen.tr)İSRAİL TEŞEKKÜRLERİNİ SUNAR... (Video)
EĞLENİLECEK KIZLAR EVLENİLECEK KIZLAR
Çünkü kızın kendisine gösterdiği tavrı daha önce başkasına gösterdiğinden ya da daha sonra başka birine göstereceğinden emin.
Bu durum ise çoğu erkek tarafındna kabul edilebilir değil. Çünkü erkek ilk ve tek olmak ister.
Tahminimce kızlarda çıktıkları erkekler için aynı şekilde evlenmeyi düşünmüyor.
Geçenlerde okuduğum bir haberde:
'Genç erkeklerin büyük çoğunluğu okul yıllarında çıktıkları kızlarla "asla" evlenmemeye özen gösteriyorlar ve bunu da "hassasiyet" olarak isimlendiriyorlar. Çünkü genç erkekler için evlenmeyi düşündükleri kızlarda aranan en önemli özellik "ilk ve tek" olmak. Hatta yaşantı itibarı ile çok özgürce yaşayan genç erkekler bile evlenecekleri kızlarda "özel" olmayı tercih ediyor. Bundan dolayı gençler; "Eğer bir kız benimle çıkıyorsa başkaları ile de çıkabilir." diye düşünüyor. Gençlerle yapılan görüşmelerde ve terapi odalarındaki ortak itiraflarda, işte bu nedenle "çıkılan kız" ile "evlenilecek kız" arasında ciddi farklılıklar bulunuyor.
Genç erkeklere göre çıkılan kız; "boş vakit geçirme" ya da "gönül eğlendirme" aracı olarak görülüyor. Genç erkeğin canı sıkıldığı an telefonda karşısına çıkabileceği, rahatlıkla her şeyini konuşabileceği, her türlü derdini açabileceği, "gel hadi" dediğinde itiraz etmeden geleceği kızlar "çıkılacak kızlar" kategorisinde yer alıyor. Aynı gençlere "Nasıl bir kişi ile evlenmek istersin?" sorusu sorulduğunda ise, "hayatında daha önce kimse olmamış" olma şartı ilk başta geliyor ve hemen diğer özellikler sıralanıyor, "gel hadi denildiğinde gelmeyen, herkesle her şeyi konuşmamış olan" şeklinde tanımlamalar yapılıyor.
Genç kızlarda ise evlenilecek erkeklerdeki "hassasiyet" daha farklı anlam taşıyor. Kızlar için "çıkılan erkekler"de olması gereken özellikler, daha çok; "kendini neşelendirecek, yanında bir 'partner' olmanın imkanlarını kendilerine yaşatabilecek; örneğin tek başına gidilemeyecek yerlere birlikte gidebileceği ya da yanında bir erkek olmanın avantajını kullanarak sınırlarını aşmasına yardım eden kişiler 'çıkılan erkek' kategorisine giriyor.
Kızlar, çıktıkları erkeklerde olması gerekli olan özellikleri sıralarken de şunları söylüyor; "Kendilerine yapışmamaları", "ayrılmak istediklerinde zorluk çıkartmamaları", "kıskanç olmamaları" ve ne olursa olsun "özgürlüklerini kısıtlamamaları". Ancak, genç kızlar da tıpkı genç erkekler gibi, "çıkılan erkek" ile "evlenilecek erkek"i ciddi çizgilerle birbirinden ayrı tutuyorlar. Örneğin, genç kızlar her ne kadar çıktıkları erkeklerde, "kendilerine yapışmamaları"nı; ayrılma zamanı geldiğinde zorluk çıkartmadan ayrılmalarını istiyorlarsa da evlenmek istedikleri kişilerde, "asla kendisinden kopmama"larını ve "kendisini asla terk etmemelerini bekliyorlar.
Yine kızlar, çıktıkları erkeklerde "özgürlüklerini kısıtlamamalarını" beklerlerken, evlenecekleri kişiler için; "sevebileceğim bir eşim olursa her şeye razı olabilirim" ya da "Onun için her türlü fedakârlığa göğüs gererim" veya "Ben sevdim mi tam severim" diye tanımlamalarda bulunuyorlar. '
Deniliyordu. Dikkat ederseniz, sevgili ve eş için aradıkları özelliklerde farklılık gösteriyor.
Bunun için derim ki:
Yanınızdaki sevgilinize bir daha bakın sizin için ne düşünüyor, iyice bir analiz edin.
Ve bu yazının üstüne bu şarkıyı dinlemeden geçmeyin derim:
Aşk Yok Artık - Sagopa Kajmer